"Hı..hı..hıı.hııımm" diye sabahtan beri şarkı mırıldanıyordu kuzenim Aleyna.Yazın ortak aldığımız villadaydık.Ormanın içinde göle yakın doğayla iç içe olan bir yerdi burası."Yeter artık Aleyna sabahtan beri bu şarkıyı söyleyip duruyorsun!Daha fazla devam edersen kendimi göle atıcam!" diye söylenmeye başladım.Tek kaşını kaldırıp burnumun dibine geldi ve "Hı..hıı.hııı...hııımm" diye tekrarladı.Suratına bir şey arıyormuş gibi tip tip baktım."Ne bakıyorsun öyle?" dedi Aleyna."İçinde ki şeytanı arıyorum." diye yapıştırdım."Bak şuna!Devam ediceğim işte atlasana göle!" dedi sinsice.
Dudağımı büktğm ve gözlerimi kıstım."Atlarsam ne vericeksin?" diye sordum."Ne istersen." diye yapıştırdı.Aslında hayatımda en iyi anlaştığım ve en sevdiğim insan Aleyna'ydı.Hem kuzenim hem de yakın dostumdu.Ama bazen küçük kötü kızlar havasına girerdik."Hımm peki.Ranzada üst kat ve hımm vee her gece odada yatarken gizlice benim istediğim filmi izlemek!" dedim gülümseyerek."Anlaştık." dedi.Havadaki elini sıktım ve "Hadi başlayalım!" dedim.Geriye doğru gittim ve ani bir hareketle göle atladım.Aleyna'nın kıkırdamasını duya biliyordum.Gözlerim kapalı bir şekilde dibe indim.
Gözlerimi açmamla yanımdan insan boyutlarında uzun saçları olan bir şey geçti.Arkasından baktım fakat göremedim.Telaşla su yüzüne çıktım."Ne oldu?Korktun mu yoksa?" dedi Aleyna."H-hayır korkmadım.Aşağıda bir şey var Aleyna!" dedim."Yoksa deniz kızı olmasın?" dedi dalga geçer gibi."Tanrım nasıl düşünemedim Aleyna!Olabilir" dedim hızla."Ah hayır tatlım su sana soğuk geldi galiba.Gel çık şurdan." dedi."Cidden gördüm Aleyna!Çıkmama yardım et!" dedim kızgın kızgın.Yardım için elini uzattığı gibi elini tutup suya çektim.Suya düştü ve dibe indi.Çıktığında bütün saçları suratına yapışmıştı.Yarı dalga geçer şekilde "Bunu yapmamalıydın Melis!" dedi."Ee bunu da yapmamalıyım değilmi?" dedim kafasını suya bastırarak.Beş-altı saniye sonra bıraktım.Fakat çıkmadı hızla bibe doğru ilerledi ve sağa doğru yüzdü.Neler olduğunu öğrenmek için tam dalıcaktım ki su yüzüne çıktı."Ne oluyor?" dedim telaşla."Evet melis orda bir şey var ona dokundum!Böyle yapış yapıştı!" dedi suratını buruşturarak."Bak nasıl da inanmadın!El ele tutuşup yine dalalım!" diye cevap verdim.
Kafasını salladı el ele tutuşurken "Peki ama o kadar uzun süre nefesimizi nasıl tutucaz ki?" diye sordu Aleyna."Yapma Aleyna altı yaşında dalgıçlık kursları alıyoruz toplam dokuz sene yani!Öğretmenimiz ne dedi on defa derin derin nefes alırsanız normalde tuttuğunuzdan daha fazla nefesinizi tutarsınız dememişmiydi?Normalde ne kadar tutabiliyorsun?" dedim."Üç-dört arası" diye cevap verdi ve "Sen?" diye ekledi."Bende üç-dört arası.Hadi başlayalım!" dedim hırsla."Unutma on defa!" diye ekledim.1...2...3..5..6..7..9..10 şulap!
Daldık, daldık, daldık.Aleyna'yla dibe baktık fakat sonu yok gibiydi.O kadar çok derindi ki en dibe kadar beş dakikade inip çıkamazdık.Aleyna umutsuzca kafasını sağa-sola "Hayır" anlamında salladı.Hızla yukarı çıktık.Kafamızı sudan çıkarır çıkarmaz Aleyna "Bu böyle olmaz.Tüpler olmadan aşağıya inemeyiz!" dedi."Ya şu tüpler ve dalgıç kıyafetleri bodrumda değilmiyidi?Gizlice alalım işte!" dedim umutla.Aleyna "Harika hadi!" dedi coşkuyla.Gölden çıktık ve çıplak ayaklarımıza bir şey batmasın diye parmak ucunda yürümeye başladık.Kıtafetlerimizden su damlıyordu.
Evin arkasında ki bodrum kapısına gelince kapıyı açmamız biraz zor oldu.İçeri girdik.Yukardan annemlerin sesi geliyordu.Aleyna "Nerde şu lanet şeyler?" dedi sinirle."Hımm bilmiyorum şu eski oyuncaklarımızın orda olmasın?" dedim.Aleyna hemen o tarafa yöneldi.Bir kutunun içinden benim bikini ve dalgıç kıyafetlerimi verdi.Hızlıca giyindik ve göle doğru ilerledik.Aleyna havalı bir haraketle göle daldı.Aynı şekilde bende daldım.Beraberce ilerledik.Hızlı hızlı yüzüyorduk.Dibe indikçe su karardı.Ürkekce ilerledik.Karanlık suyu geçtikten sonra suyun rengi dormal bir hale döndü.Dibini görebiliyorduk.Çok, çok acaipti!Karşımızda gördüğümüz manzara karşısında azımız açık karmıştı.
Burası bir sualtı şehriydi!Muazzam güzellikte deniz kızları birbilerinin kulaklarına birşeyler fısıldıyorlardı, gülüşüyorlardı.Çok hoş bir deniz kızı Aleyna'yla elimizden tuttu ve gördüğüm en güzel yapıta doğru bizi sürükledi.İçerisi bembeyazdı.Sağda ve solda görkemli koltuklar ve bu koltukların üstünde konuşan, gülüşen deniz kızları vardı.Elimizden tutan deniz kızının kolyesine dikkat ettim.Üstünde "Daphne" yazıyordu.Yani ismi Daphne'ydi.Bizi odanun en uç kızmında ki diğer koltuklardan en güzel koltuğa doğru götürdü.Bu koltuk da hayatımda gördüğüm en güzel kız oturuyordu.Siyah-sarı-karamel karışımlı saçları, uzun boyu ve yeşil-mavi gözleriyle muhteşemdi.
Daphne yüzüme yaklaşarak su boloncukları çıkarttı.Boloncuklar birleşerek Aleyna'yla yüzümüzü kapladı.Artık nefes alabiliyorduk.Ağzımdan tüpümü ve maskeyi çıkarttım.Artık konuşabilirdik.Fakat ikimizde cesaret edemiyorduk.Kız "Konuşabilirsiniz." dedi muhteşem bir ses tonuyla.Kolyesinde "Rose" yazıyordu yani adı Rose'du."İlk önce şehrimize hoş geldiniz.Çok mutlu olduk!" dedi Rose tüm içtenliğiyle."T-teşekkür teşekkür ederiz." dedim zorlukla."Burayı keşfetmeniz şans eseri değil biliyorsunuz değil mi?" diye sordu Rose.Aleyna'yla aynı anda "Ne?Nasıl Yani?" diye sorduk şaşkın şaşkın."Anneleriniz size söylemedi mi?Sizler buranın Koruyucu Prenseslerisini." dedi Rose.Bu gün hayal gücümü oldukça zorlamıştım.Burası gerçekti,deniz kızları gerçekti ve ben bu şehrin Koruyucu Prensesiydim!"Nasıl yani?" diye sordum.
Daphne "Prenses Rose'un annesi ve sizin anneleriniz kardeş.Fakat annelerinizin Prenses olmak için yaşları geçtiğinden yeni Koruyucu Prenseslerimiz sizlersiniz.Sadece deniz kızı değilsiniz bizi dış etkenlerden koruduğunuz için Koruyucu Prenses diyoruz." dedi neşeyle.Rose başını salladı ve arkasından onun ki kadar güzel iki koltuk çıktı."Sizler benim kuzenim ve Prenses olduğunuza göre bunlar sizin." dedi gülümseyerek."Getir." diye ekledi Rose Daphne'ye.Daphne kafasını salladı ve duvara doğru su boloncukları çıkarttı.Duvarda bir kapı belirdi.İçeri girdi ve çok geçmeden elinde iki muhteşem güzellikte taç getirdi.Aleyna sessizce "Tanrım şunlara bak!" dedi.Daphne'nin uzattığı tacı aldım ve elime tutuşturduğu aynada kendime baktım.Sanki benim için yapılmıştı.Yüz hatlarımı ve göz rengimi ortaya çıkartmıştı.Rose'un yüzü birden bozuldu."Ne oldu?" dedim merakla."Kıyıya doğru birileri geliyor!Daphne çabuk gönder onları!" dedi.Daphne bir yığın su boloncuğu çıkarırken gözümü kapattım.
Gözlerimi açtığımda kıyıda oturuyrdum.Babam ve dayım bize doğru gülümseyerek geliyordu.Aleynaya baktım ve tacın hala kafamızda olduğunu fark ettim."Ne o kızlar, prensescilik mi oynuyorsunuz?" dedi babam dalga geçerek."Yo hayır baksana dalgıç kıyafetlerine izinsiz dalmış bunlar." dedi dayım sırıtarak.Hemen bir kahkaha patlattık."Tacı bodrumdan bulduk!" diye yalan söyledi Aleyna.Kafamla "Evet" anlamında onayladım."Hadi kızlar yemek hazır." dedi dayım.Aleyna'yla kol kola villaya doğru yürüdük.Yürürken Aleynaya fısıltıyla "İddayı ben kazandım, unuttum sanma!" dedim.Ve kahkaha atıp taçlarımıza bakarak Yeni Dünlamızı düşündük.Tüm o muhteşemliğiyle...